Marmaralıların, haftasonu kaçamağı adresi haline gelen, son zamanlarda betonlaşmış ancak hala insanı hayatın akışından koparabilen Sakarya iline bağlı bir ilçe…
Burada yaşlısını, gencini, yüksek gelirlisini, düşük gelirlisini herkesi görebileceğiniz yerler mevcut.
Öncelikle bir çok yazlık siteyi barındırıyor. Yazın özellikle İstanbullular tarafından yakınlığı sebebiyle tercih ediliyor. Hafta sonları hele ki güneş açmışsa, İstanbul – Sakarya TEM otoyolunda ilerlemek mümkün bile olmayabiliyor.
Sapanca’da Kırkpınar benim çok sevdiğim yerlerden. Ağaçlık bir cadde, Bağdat Caddesi. Üzerinde lüks sitelerin yer aldığı caddede sağlı sollu sevimli kafeler bulunuyor.
Simidinizi peynirinizi alıp bu sevimli kafelerde oturup çay simit kahvaltısı yapabilirsiniz. Bu kafelerde ayrıca kahvaltıda veriliyor. Biz yiyeceğimizi getirip getiremeyeceğimize dair izin istiyoruz ve genelde bizi kırmıyorlar. Kırkpınar’a gitmek için İzmit yönünden gelirken Sapanca’ya doğru ilerlemeniz ve NG Sapanca Oteli geçtikten sonra sola dönmeniz gerekecek.
Bağdat caddesinde yer alan siteler hayli lüks ve insanı gerçekten cezbediyor. Aldığımız duyumlara göre bu sitelerde çokça Arap yaşıyor. Gittiğiniz restoranlarda Arapça yönlendirmeler dikkatinizi çekecek ve kendinizi Türkiye’de değilmiş gibi bile hissedebilirsiniz.
Kırkpınar’da Sapanca Gölü kıyısında da oturabileceğiniz yerler de bulabilirsiniz. Hemen hemen herkes tarafından bilinen Göl Evi ve sırasında bir çok restorant var.
Piknik
Haftasonları bir başka alternatif ise mangal keyfi, bunun için bir çok yer bulabilirsiniz. Bizim favorilerimizden Meşelik Park alanı. Ama daha da favorimiz Günbatımı Piknik Alanı.
Günbatımı piknik alanı, diğer piknik alanlarına nazaran daha az insan tarafından biliniyor ki bu da günbatımını benim için daha çekici hale getiriyor. Akşamüstü mangalı yaktıktan sonra semaverinizde çayınızı demleyip keyifli bir sohbet ortamı yaratabilirsiniz.
Piknik için bir başka alternatif ise; Maşukiye’den tepeye doğru çıkarken, Kır kahvesi tabelasını gördüğünüz yerden içeri girmek olabilir.
İlerleyince küçük bir baraka ve piknik masaları göreceksiniz. Profesyonel bir işletme beklemeyin. Kış ise soba başında ısınabilirsiniz. Burası size sadece bir demlik çay vadedecektir. Barakanın aşağısına doğru ilerlediğinizde, bir yanınızda Sapanca Gölü, diğer yanınızda Marmara Denizi kalacak. Burada 5 dk da olsa bir banka oturup dinlenmenizi tavsiye ederim.
Kayak
Kışın kayakçıların uğrak mekanı haline geliyor. Küresel ısınma nedeniyle sezonu nispeten daha kısa sürüyor ancak çok da paralar ödemeden, Maşukiye’den ekipmanlarınızı kiralayıp, eski adıyla Keltepe’ye çıkabilirsiniz.
Tepede sadece bir tek otel bulunuyor, Green Park Resort. Bu nedenle kayak malzemelerinizi, tepeye çıkmadan önce Maşukiye’den kiralamanız kesinlikle daha ekonomik olacaktır.
Biz biraz daha farklı çıkarıyoruz Kartepenin tadını, tepeye çıkarken daha önceden çocuklar tarafından keşfedilmiş minik tepelerden poşetle kaymak da oldukça keyifli. Hatta buralarda hiç ummayacağınız teyze ve amcaları da poşetle kayarken görebilirsiniz.
Biraz yorulduktan sonra karda sucuk ekmek de iyi bir alternatif olacaktır.
Kahvaltı
Mükemmel bir haftasonu kahvaltısı için sadece yola çıkmanız yeterli. Bir çok kahvaltı veren mekan var ve birçoğu aşağı yukarı aynı kahvaltıyı veriyor. Fiyatları 25-55 tl arasında değişiyor.
Favorilerimden Hatay mutfağı, açık büfe kahvaltıyı tercih edebilirsiniz. Biz grup olarak gittiğimizde kişi başı 30 TL ile Hatay mutfağında bolca çeşit bulabiliyoruz.
Yaklaşık 2 sene önce denediğimiz Menzara Restoranta, (ozamanlar 50 tl idi) farklı bir kahvaltı deneyimi yaşayabilirsiniz. Reçel ağırlıklı bir kahvaltıydı. Burada denediğim likarba nın tadı hala damağımda… Hatta evime de bir kavanoz alıp götürmüştüm. Manzarasından bahsetmeyeceğim, yaşamak gerek. Maalesef fotoğraf çekmemişim, kendimi doğaya bırakmış olmalıyım.
Menzara Restorant ile Manzara Restorant karıştırılmasın diye eklemek istiyorum. Manzara Restorant da yine mükemel manzaraya sahip yerlerden biri ve tepeye varmadan 4-5 km aşağıda. Burası popülerliği ve sanırım yol üstünde oluşu sebebiyle, özellikle son zamanlarda her zaman kalabalık. Ancak benim bahsettiğim Menzara Restorant Sapanca tarafında, Rize’den Karadeniz lezzetlerinin deneyebileceğiniz farklı bir yer. Navigasyonunuza Mahmudiye Köyü adresinde bulunan Menzara Restorant’ı kurarak buraya ulaşabilirsiniz.
Hemen hemen herkes tarafından bilinen Sopeli veya Natürköy kahvaltıları da denemeye değer. Ancak burada Arap turistlere karşı daha fazla hazırlıklı olmalısınız. İşletmeciler tarafından bu mekanlar da her zaman gözde olan Arap Turistler. Boş yer bulmak da çok kolay olmuyor ancak bulursanız kişi başı 50-60 TL’ye bir günü geçirebileceğiniz bir öğün deneyimi yaşayabilirsiniz.
Bunların dışında Sapanca’da yapılacabilecek bir çok aktivite var elbette, paintball, atv kiralamak, sapanca gölü çevresinde bisiklet sürmek…
Akşam için alkollü bir restoran tercih ediyorsanız, Maşukiye’de balık yiyebileceğiniz bir çok mekan da bulunuyor.
Yemek demişken, bir favorimi daha eklemek istiyorum. Cansu Alabalık’ta, ağaçlarda gezen sincaplarla birlikte yemeğinizi yiyebilirsiniz.
Doğaçlama bir şekilde Sapanca’da gezmek istiyorsanız, Cansu Alabalık’ta yemeğinizi yiyip, oradan Bağdat Caddesine geçip, buranın yerlileri ile birlikte bir kahve içip ayrılmak bile bir gün olsun sizi hayatın akışından uzaklaştıracaktır.
Bize yakınlığı nedeniyle biz genelde günü birlik gezileri tercih ediyoruz. Bu nedenle Sapanca otelleri hakkında pek fazla yorum yapamayacağım.
Ancak, bu geziye ciddi bir bütçe ayırdıysanız, Güral Sapanca Otel’de sabah uyandığınızda kendinizi ormanın içinde gibi hissedeceksiniz. Otelin Spa’sına gidip ardından Spa’daki kış bahçesinden doğayı izleyebilirsiniz.
Daha düşük bütçeyle tercih edebileceğiniz bir çok Sapanca butik oteli de bulunmaktadır.